Sayfalar

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Döl Yolu İltihapları

Dölyatağı iltihapları, çoğunlukla, dış üreme organı ve dölyatağı boynu bozunlarma eşlik eden, dölyolu iltihabı bozunlarıdır. Genellikle, enfeksiyon asalak ya da yaşlanma kökenlidirler. Ender olarak, travma ve’viırüs bulaşması sonucunda gelişirler.

Bu iltihapların yolaçtıkları sorunlar, yaşa göre değişiklikler gösterir (küçük kız; cinsel etkinlik dönemindeki kadın; gebe kadın; yaşdönümüne girmiş kadın). Bu nedenle, dölyolu iltihapları, hastanın yaş durumuna göre sınıflandırılmışlardır.

Cinsel Etkinlik Döneminde Ortaya Çıkan Döl Yolu İltihapları

Asalak kökenli dölyolu iltihapları

Erişkin kadınlarda en sık raslanan (raslanma sıklığı giderek artmaktadır) dölyolu iltihapları, asalaklara bağlıdır.

Nedenler

Enfeksiyon etkeni, «trichomonas vaginalis» adı verilen bir asalaktır.

Bulaşma biçimi, hâlâ tartışılmaktadır. Ancak, büyük bir olasılıkla, cinsel ilişkiyle bulaşmaktadır; çünkü, hastaların yüzde 80′inin eşlerinde de asalağa raslanmıştır. Bu nedenle, tedavi, her iki eş üstünde yürütülmelidir; yoksa, tekrarlamanın önüne geçilmez.

Ama, asalağın başka bir bulaşma biçiminin de olması gerekir; çünkü, trichomonas vaginalis’e küçük kızlarda ve uzun süre cinsel ilişkide bulunmamış yaşlı kadınlarda da Taşlanmaktadır. Ama, bu bulaşma biçimi, henüz aydınlatılmamıştır.
Teşhis

Trichomonas vaginalis, 10-16 mikron boyunda, oval biçimli, kamçılı bir birhücrelidir. Çekirdeği, hücrenin bir ucuna yakın olarak yerleşmiştir; sitoplazmasından dört kamçı uzanır; asalağı, bir uçtan ötekine aşan bir de eksen vardır.

Candida albicans’ın yolaçtığı dış üreme organı iltihaplarında, dış üreme organı parlak kırmızı renkte, ödemli ve kurudur. Kaşıntı ve yanmalar çok şiddetlidir. Bu hastalığın ortaya çıkışını gebelik, doğum kontrol hapları kullanma, şeker hastalığı, sentetik çamaşırlar kullanılması kolaylaştırır. Yukarda, dış üreme organının bütünü, aşağıda ise kanlanması artmış, kırmızı mukoza görülmektedir.

Asalak canlıyken hareketli olduğundan, mikroskopta kolayca gözlenebilir. Gerçekten, sürekli hareketlerle kıpırdandığı ve kamçılarının hızla sallandığı görülür.

Klinik belirtiler

Trichomonas vaginalis, ivegen bir dölyolu iltihabına neden olur. Hasta, yeşilimsi beyaz, bol bir akıntıdan yakınarak hekime başvurur. Akıntıyla birlikte bir yanma ve cinsel ilişkiler sırasında ağrı vardır.

Dış üreme organının muayenesinde, tahriş olduğu görülür. Mukoza, kızarmış ve sulanmıştır. Bütün dölyolu, ağrılı olduğundan, spekulumun büyük bir özenle yerleştirilmesi gerekir. Spekulum muayenesi sırasında yeşilimsi, akıcı, kötü kokulu bol bir akıntı saptanır.

Tamamlayıcı muayeneler

Akıntıdan alınan örnek, vakit geçirmeden mikroskopta incelenir.

Sonra, dölyolu ve dölyatağı boynu akıntıdan temizlendiğinde, organların morumsu kırmızı bir görünüm almış oldukları görülür. Bu durum, dölyatağı boynuna bakma muayenesinde, oldukça dikkat çekicidir.

Akıntının görünümüne dayanarak konmuş olan teşhis, alman örneğin,, mikroskopta incelenmesiyle doğrulanır. Temiz bir mikroskop lamı üstüne 1-2 damla fizyolojik serum konur, 1 damla akıntı sıvısıyla karıştırılır. Mikroskopa yerleştirilen preparat içinde, parçalı ‘çekirdekliler, ve dölyolu hücreleri arasındaki asalak, kamçıları ve hareketi sayesinde kolayca ayırdedilir. Preparat ayrıca, asalak gene canlıyken, krezil mavisiyle boyanarak da incelenebilir.

Ayrıca, May Grunwald Giemsa boyama yöntemi ya da alkol eter ile tespit gibi yöntemler de vardır; ama bunlar, yukardaki yöntem kadar kesin ve hızlı sonuç vermezler.

Yakın bir dönemde, asalağın özel besi yerlerinde üretilmesi önerilmiştir; ama, bu yöntem de ancak üç gün sonra sonuç verir.

Trichomonas’m yolaçtığı dölyolu iltihabı. Dölyatağı boynu kırmızı ve hassaslaşmıştır, en küçük dokunmada kanar. Daha büyük büyütmeyle dölyatağı boynunda birbirlerinden farklı boyutlarda kırmızı noktalar seçilir. Buna «noktalı dölyolu iltihabı» adı verilir. Trichomonas’m yolaçtığı tipik bir hastalıktır.

Evrim

Trichomonasm yolaçtığı dölyolu iltihapları, yanma ve kaşıntılara neden olduklarından, çok çabuk teşhis edilirler. Hastalarda ender olarak, eski bir beyaz akıntı ve açıklanamayan bir ağrılı cinsel ilişkiyle birlikte, süreğen bir dölyatağı iltihabına raslanır. Sistemli asalak araştırması, teşhisi sağlar.

Tedavi

Tedavide, 15 gün süreyle, yerel ve genel bir tedavi uygulanır.

Çok yakın bir dönemde, asalak üstünde etkili ve kullanılması kolay bir madde bulunmuştur. Trichomonas kökenli dölyolu iltihaplarının tedavisinde çok parlak sonuçlar veren bu ilaç, 48 saat süreyle komprimeler biçiminde alınarak, asalak yokedilmektedir.

Tedavide mutlaka uyulması gerekli kural, hastanın eşinin de tedavi edilmesidir; yoksa, büyük bir olasılıkla, hastalık tekrarlar.

Mantar kökenli dölyolu iltihapları

Mantar kökenli dölyolu iltihaplarına da, oldukça sık raslanır (yüzde 15-20 oranında).

Nedenler

Çok çeşitli mantar türleri, dölyolu iltihaplarına yolaçabilirler. Bunlar arasında, Candida albicans türünün oldukça özel bir yeri vardır.

Mantar kökenli dölyolu iltihaplarının ortaya çıkışını kolaylaştıran bazı koşullar vardır:

— dölyolu pH’ının büyük ölçüde asitleşmesine yolaçan gebelik;

— şeker hastalığı;

— gebelik önleyici hapların ve bu tipte bazı hormon ilaçlarının kullanılması;

— antibiyotikler (dölyolu mikrop örtüsünü bozarak, mayaların çoğalmasını kolaylaştırırlar);

— sentetik kumaşlardan yapılmaları nedeniyle kaynatılmayan ve böylece, mantar hastalıklarının artmasına yolaçan iç çamaşırları.

Teşhis

Klinik belirtiler

En önemli belirti, kaşıntıdır: Hasta, geceleri artan, şiddetli ve ağrılı dış üreme organı dölyolu kaşıntısından yakınarak hekime başvurur. Bunun yanısıra, sarımsı renkli ve koyu kıvamlı bir akıntı bulgulanır. Teşhis, çoğunlukla, kolayca konur ve laboratuvar muayeneleriyle doğrulanır.

Tamamlayıcı muayeneler

Asalak kökenli dölyolu iltihaplarında olduğu gibi, burada da akıntıdan alınan örnek, fizyolojik serumla karıştırılarak mikroskopta incelenir. Bu muayeneyle, hücrelerin arasında miselyum lifleri ya da sporlar bulgulanabilir. Ama, her zaman mantarları doğrudan gösteremeyeceğinden, mantarın besiyerinde üretilmesine başvurmak gerekir. Alınan örnekler, Sabouraud jelozuna ya da Nickerson besiyerine ekilir ve ekimden 24-48 saat sonra, mantarın beyaz koloniler oluşturarak çoğaldığı görülür.

Tedavi

Mantar hastalıkları, çoğunlukla tekrarlayıcıdır; bazı koşullar (gebelik, doğum kontrol hapları), tekrarlamayı daha da kolaylaştırır. Tedavi, her zaman yereldir; bu amaçla kullanılan pek çok ilaç vardır.

İyi sonuç alabilmek için, tedavinin en az 20 gün sürdürülmesi gerekir. Ayrıca, kaşıntıyı azaltmak amacıyla dış üreme organına çeşitli merhemler sürmek yararlı olur. Hastalığın sürmesi ya da tekrarlaması durumunda, çeşitli ilaçlarla uzun süreli bir tedaviye girişilir.

Mikrop kökenli dölyolu iltihapları

Mikrop kökenli dölyolu iltihapları, iki gruba ayrılırlar: Yalın mikroplara bağlı olanlar; gonokoklara (belsoğukluğu etkeni) bağlı olanlar.

Yalın mikroplara bağlı dölyolu iltihapları

Bunlara.asalak kökenli ve mantar kökenli dölyolu iltihaplarından daha ender Taşlanmaktadır.

Nedenler

Kolibasiller, stafilokoklar, proteus, enterekoklar ve streptokoklar gibi, bütün irin yapıcı bakteriler, hastalığa neden olabilirler.

Dölyolu içinde, saprofit (zarar vermeksizin) bir yaşam süren bu bakteriler, uygun koşullarla karşılaştıkları zaman, hastalık yapıcı olurlar.

Bakterileri hastalık yapıcı kılan koşullar arasında şunlar sayılabilir: Geçici bir yorgunluk; yerel travma; yabancı bir cisim bulunması (gebelik önleyici diyafram takılması); dölyolu içinin tahriş edici ya da dozu iyi ayarlanmamış maddelerle sık sık yıkanması; dölyatağı boynu iltihabı.

Teşhis

Başlıca belirti, kaşıntılı ve sarımsı ya da yeşilimsi beyaz renkli bir akıntıdır. Ayrıca, dış üreme organı dölyolunda bir tahriş de olabilir.

Teşhis, akıntıdan alınan örneklerin besiyerlerine ekilmesinden sonra, incelenmesiyle doğrulanır.

Aslında, sorumlu etkenin laboratuvarda araştırılması, her zaman gerekli değildir. Ancak, kuşkulu, birbirleriyle karıştırılabilecek ya da tedavi sonrasında tekrarlayacak dölyolu iltihaplarında başvurulur.

Zaten, genellikle laboratuvar incelemelerinde karma etkenli bir dölyolu iltihabı (trichomonas, Candida ve öteki bakterilere bağlı) bulgulanmaktadır.

Tedavi

Yerel tedavide, dölyoluna konarak bütün etkenleri etkileyebilecek tabletler uygulanır. Yani ilaç, hem trichomonas’a, hem bakterilere, hem de mayalara etki edebilmektedir. En etkili tedavi yöntemidir ve sonuçta hastalığı ortadan kaldırır.

Yerel tedavi, başarılı olduğu sürece, genel tedaviye gerek duyulmaz.

Gonokoklara bağlı dölyolu iltihapları

Gonokoklarm yolaçtığı dölyolu iltihapları, önce dış üreme organında başlar, sonra dölyoluna geçerler.

2. Dünya savaşından önce çok sık raslanan bu hastalık, 1960 yıllarına doğru önemli bir azalma göstermiştir. Günümüzdeyse, frengi gibi yeniden artmaktadır. Cinsel ilişkiyle bulaşan bir hastalıktır.

Nedenler

Gonokoklara bağlı dölyolu iltihaplarına, Neisser grubu gonokoklar yolaçarlar. Bunların başlıcası Neisseria gonorrhea’dır. Bakteri, Gram boyama yöntemiyle ortaya çıkarılabilen bir diplokoktur (çift olarak gruplanmış). Dış koşullara dayanıksızdır.

Teşhis

Klinik belirtiler

Enfeksiyonun ivegen özellikli olmasına son derece ender raslanır. Genel olarak belsoğukluğu hastalığı, kadınlarda erkeklerdekinin tersine, başlangıçta gizli kalır. Bu nedenle, erkek hastalıktan yakınarak hekime başvurduğu halde, kadın, hastalığının pek farkına varmaz. Sarı yeşilimsi renkli irinli bir akıntı vardır.

Ayrıca belirtiler yanıltıcıdır ve hastalık çoğunlukla yalın bakterilere bağlı dölyolu iltihaplarıyla karıştırılır.

Tamamlayıcı muayeneler

Teşhis yalnızca, özel besiyerlerine ekim yapılarak gerçekleştirilebilir. Bakteri çok dayanıksız olduğundan, örneklerin laboratuvarda alınması gerekir. Yoksa, laboratuvara götürürken bozulabilir. Örnek, sidik borusu ve Skene bezleri düzeylerinden alınır. Ayrıca Bartholin bezleri ve dölyatağı boynu mukozasından da birkaç örnek almak. gereklidir.

Boyanarak yapılacak doğrudan bir incelemenin hiç bir değeri yoktur. Teşhisi yalnızca, zenginleştirilmiş özel besiyerinde (Peizer Steffen Le Minör besiy eri) yapılacak bir ekim sağlayabilir.

Evrim

Hastalık tedavi edilmezse ihtilatlar ortaya çıkabilir. Gonokok kökenli dölyatağı boynu iltihabı; gözler, eklemler, ve deride belirtiler.

Hastalığın öteki biçimleri

Ateşten, bel ve kasık ağrılarından yakınan hastalara (ender; çünkü hastalık genellikle bu durumdan önce saptanır) uygulanan klinik muayenede, yan çıkmazların içinde karın zarı iltihabına doğru gelişme gösteren gonokok kökenli dölyatağı boynu iltihabının oluşturduğu ağrılı kütleler bulgulanır.

Ayırıcı teşhis

Belsoğukluğu hastalığıyla ilgili özel belirtiler bulunmadığından, hastalık öteki dölyolu iltihaplarına çok benzer; bu yüzden mutlaka laboratuvar incelemeleri uygulamak gerekir.

Tedavi

Etkin ve hızlı bir tedavi, hastalığın bulaşabilme özelliğini yokedebilir. Öte yandan, hastalığın frengiyle olan bağıntısı (aynı cinsel ilişki sırasında frengi de bulaşmış olabilir) gözönüne alınarak, seçilecek ilaçların bu ikinci hastalık üstünde de etkili olmasına çalışılmalıdır.

İlaç tedavisinin yanısıra temizlik kurallarına uymak ve hastalığın kesinlikle iyileştiği test sonuçlarıyla kanıtlanıncaya kadar, cinsel ilişkiden kaçınmak da gerekir.

Tedavide çoğunlukla hastada bulunabilecek bir frengiyi de tedavi edebilecek dozda penisilin iğneleri (kas içi yolla) kullanılır. Ayrıca hasta, ağızdan verilecek antibiyotiklerle desteklenir.

Tedavi sırasında, bulunabilecek bir frengiyi ortaya çıkarmak amacıyla Bordet Wesserman testi uygulanmalı, yöntem üç hafta sonra tekrarlanmalıdır. Bunun yanısıra, 6 gün süreyle her iki günde bir denetleme testleri yapılmalıdır. Bu test üç hafta sonra bir kez daha tekrarlanır.

Yaş Dönümünden Sonra Görülen Dölyolu İltihapları

Bunlar yaşdönümü sonrasındaki hormon bozukluklarıyla ilişkili olduklarından, klinik görünümleri ve tedavi biçimleri bakımından ayrı bir özellik taşırlar. Yaşdönümünden sonra, östrojen salgısı büyük ölçüde azalır; buna bağlı olarak dölyolu ve dış üreme organı körelerek mukozaları soluk, kuru ve kolayca kanayabilen bir durum alır. Yaş dönümü sonrasında iki tür dölyolu iltihabına raslanabilir: Körelmeye bağlı dölyolu iltihabı; enfeksiyona bağlı dölyolu iltihaplan.

Körelmeye bağlı dış üreme organı dölyolu iltihabı

Çok sık görülen bir hastalıktır. Yaşdönümünden sonra kadınların yüzde 45 kadarında görülür.

Teşhis

Klinik belirtiler

Hastalığın başlıca belirtileri, dış üreme organında kaşıntı, ağrılı cinsel ilişki ve hafif bir kanamadır.

Muayenede dış üreme organının köreldiği görülür. Küçük dudaklar incelmiş ve renkleri solmuştur. Bazı hastalarda bütünüyle ortadan kalktıkları gözlenir. Büyük dudaklar küçülmüş ve sarkmıştır.

Küçük çaplı bir spekulum konduktan sonra yapılan muayenede, dölyolu mukozasının düzleşmiş ve soluklaşmış olduğu saptanır. Dölyolundan parmakla muayenede, organın esnekliğini yitirip sertleştiği ortaya çıkar. En küçük bir temas, mukozanın kanamasına yolaçar.

Tamamlayıcı muayeneler

Tedaviden önce dölyolu salgısından örnek alınıp hücre incelemesi uygulanmasıyla, yalnızca bazal ve parabazal hücreler ortaya çıkarılabilir. Bu nedenle hücre incelemesinin çoğunlukla östrojen uygulamasından sonra yapılması yeğ tutulmaktadır.

Körelmeye bağlı dölyolu iltihabının evrimi iyidir; tedavi ile iyileşir.

Tedavi

Mantarların yolaçtığı dölyatağı iltihabı sırasında, tedavi, hastaya östrojen verilmesine dayanır.

dölyolundan alınan salgı örneğinin mikroskop alyum lifleri belirgin olarak seçilmektedir. Hormon yerel olarak merhem ve fitillerle verilebiletında görünümü. Dölyolu hücreleri arasında miselceği gibi, genel yoldan, yani ağızdan da verilebilir.

0 yorum:

Yorum Gönder

http://genelsaglikbilgilerimiz.blogspot.com/