Sayfalar

16 Temmuz 2010 Cuma

Annesiz Ço­cuk, Öksüz

Bu maddeyi, anne ile ilgili olduğu için buraya aldık. Eski Türkçe’de anne, “ög” demektir. Öksüz ise, annesiz ço­cuktur. Bu sözün köklerini bilmeden, günlük hayatımızda söyleriz. Hattâ yanlış olarak, babasıza bile öksüz deriz. Aslında Türklerde öksüze ana ölürse, baba bakar. Ancak Osmanlıların “kul öksüzü” dedikleri, anasız-babasız çocuk­lar vardır ki, Türklerin üzerinde durduk­ları bunlardır. “Öksüz kendi göbeğini kendisi keser” atasözü, Kırgız Türkle­rinde de vardır. Anası-babası ölmüşlere ise, “dört kıblesi yıkılmış” derler. Eski Uygur..kitaplarında, “öksüzlerin annesi, yetimlerin de babası” olmaları, insanla­ra öğütlenirdi. Kuzey Türk ozanları dün­yanın en kötü şeyleri ile durumları sa­yarken, şöyle derlerdi: “1. Allah’ı bil­meyen kişi, 2. Farzve sünneti (parz) bil­meyen oğul, 3. Üzülüp çıkan can (ölüm), 4. Baba evi olmayan kız, 5. Beşikte ağ­layan veya sokakta kalan anasız-babasız çocuklar, 6. Tek oğul, 7. Fakirleşen zen­ginler” Dede Korkut Kitabı’nda, “eski dulun biti, öksüz oğlanın dili acı olur”, diye bir atasözü de vardır. Bazı Türk kesimleri öksüzlere, anasının ölümüne sebep olmuş gibi, kötü bakarlar. Hâttâ Yudabin onlara, “anasını yutmuş çunak” diye, söğüldüğünü de yazar. Çunak, kulaksız, kulağı kesik; dolayısiyle kötü ve meş’um kişi demektir. Öksüz -sözü Göktürk yazılarıyla yazılmış Yeni-sey Türk yazıtlarında da geçer.

0 yorum:

Yorum Gönder

http://genelsaglikbilgilerimiz.blogspot.com/