Aile Konusu İle İlgili Hukuk Düzenlemelerinin Evrensel Niteliği
Kadınla erkek arasında kurulan hayat ortaklığı ve genel olarak aile konusunun, tarihin her döneminde, her toplumda birtakım kurallara bağlanmış olduğunu belirtmiştik. Dinden, hukuktan veya törelerden kaynaklanan bu kuralların etkisi tarih boyunca çeşitli toplumlarda değişik aşamalardan geçmiştir. Günümüzde de dünya yüzündeki devletlerin her birinin aile ile ilgili kuralları az veya çok birbirinden farklıdır. Ailenin kuruluşu, aile fertleri arasındaki ilişkiler, ana-baba ve çocukların karşılıklı hakları ve ödevleri gibi konulan düzenleyen kurallar devletten devlete değişiklik göstermektedir. Aile hukukunu federal bir düzenlemeye bağlamamış federal yapılı devletlerde (mesela ABD’de) ayrıca federe devletlerin aile hukuku ile ilgili kuralları da birbirinden farklı olabilmektedir.Ancak bütün bu farklar ne olursa olsun, dünya yüzündeki devletlerin hepsinin kanunlarında ve hattâ anayasalarında aile konusuna özel bir önem verilmiş olduğu da bir gerçektir. Sosyal, siyasî ve kültürel bakımlardan birbirinden çok farklı devletlerin anayasalarına bir göz atmak, aile kurumunun öneminin evrensel bir biçimde kabul edildiğini göstermektedir.
1949 yılında kabul edilmiş Federal Almanya Anayasası (madde 6) 1954 yılında yapılmış Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası (madde 96), 1961 yılında yapılmış Venezüella Anayasası (madde 47) ve aynı yıl yürürlüğe giren 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (madde 35) aşağı yukarı aynı ifadeyle, aileyi korumayı devletin temel görevleri arasında belirtmiş olması ilginçtir. Bu anayasalara daha pek çok örnek eklenebilir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yapılmış hemen bütün anayasalarda aile konusuna ilişkin hükümler vardır. Anayasalara bu hükümlerin girmesinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin büyük etkisi olmuştur, insan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmiştir. Nihaî oylamada hiçbir devlet olumsuz oy kullanmamış, sadece 8 üye devlet çekimser kalmıştır.
Türkiye de olumlu oy kullanan devletlerdendir.
İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi’nin 16. maddesi aileye, evlenmeye, eşler arasında eşitlik !ile ilgili hükümler ihtiva etmektedir. Maddenin son fıkrası, ailenin toplum yapısının temel öğesi olduğunu belirtmekte, devlete bu kurumu koruma görevini vermektedir.
“Aile, cemiyetin tabiî ve temel
unsurudur; cemiyet ve devlet
tarafından korunmak hakkım
haizdir.”
Evrensel beyannamenin 16. maddesi, evlilik çağına varan erkek ve kadının evlenmek ve aile kurmak hakkına sahip olduğunu belirtmektedir. Evlenme, aile kurma hakkına ırk, uyrukluk veya din bakımlarından hiçbir kısıtlama konulmaması gerektiği de bildiride yer alan bir ilkedir. Kişilerin, kendi iradeleri dışında evlenmeye zorlanmaması gerektiği de evrensel beyannamenin 16. maddesinde yeralan ilkelerden biridir.
4 Kasım 1950′de imzalanan ve Türkiye tarafından 10 Mart 1954′de onaylanmış bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de aile kurumuna yer vermiştir. Avrupa sözleşmesi, evlenme çağına gelen her erkek ve kadının evlenmek ve bir aile kurma hakkına sahip olduğunu belirtmiştir (madde 12).
1948 yılında ilân edilen İnsan Hakları ve Ödevleri Konusunda Amerikan Bildirisi de, aile ve evlenme konulan ile ilgili hükümler getirmiştir. Bildirinin 6. maddesi, ailenin toplumun temel öğesi olduğunu belirttikten sonra herkesin bir aile kurma hakkı bulunduğunu hükme bağlamıştır. Aynı maddeye göre, ailenin korunması da bir ödevdir.
0 yorum:
Yorum Gönder